Türkiye 30 Eylül 2013 tarihli demokratikleşme paketiyle yürütme ve yasamanın demokratikleşme hamlelerini tartışırken, demokratikleşmeye ve demokratik konsolidasyona yargıdan güçlü bir destek geldi. Darbe iddialarının yargılandığı Balyoz davasında, Yargıtay'ın kararı açıklandı. Yargıtay'ın Balyoz kararının muhtevasından ziyade istikameti ve siyasi sonuçları ehemmiyetlidir. Balyoz yargılamasıyla ilk defa sivil bir mahkeme darbe iddialarını yargılamış ve mahkûm etmiş oldu. Böylece darbe ve askeri vesayet döneminin yasama ve yürütmenin yanı sıra yargı marifetiyle de tasfiye edildiği, Yargıtay kararıyla güçlü bir şekilde vurgulandı. Bu durum ordu içindeki meşruiyet yanlısı askeri çevrelerin önünü açmış, cuntacı eğilimleri tecrit etmiştir. Yargıtay'ın Balyoz kararı, yargının askeri vesayet ve darbelere karşı adeta reşit olduğunun ilanıdır.
Daniel Pipes AK Parti'nin başarılı olma sebebini, eski rejimin 1.0'lık sürümünü 2.0'lık yeni sürümüyle aşmasıyla izah eder. Yargıtay'ın Balyoz mahkûmiyet kararı da, yargıdaki eski rejimin 1.0'lık sürümünün sona erdiğini bir kez daha göstermiş oldu. Gezi-Taksim olaylarıyla eski rejimin 3.0'lık sürümüyle yeniden darbe yolu mu açılacak endişeleri, AK Parti Hükümetinin Demokratikleşme Paketini takiben Balyoz mahkumiyet kararıyla da giderilmiş oldu. Eski rejimin 3.0'lık sürüm denemesine kısa zamanda 4.0'lık yeni sürümle cevap verilmiş oldu. Eski rejimin tasfiyesi kesinleşti, artık anayasal demokrasi ekseninde yeni rejimin ve Yeni Türkiye'nin önünde bir engel kalmadığı yeniden deklare edildi.
Yargıtay kararının siyasi yansımaları
Yargıtay'ın Balyoz kararı, Gezi-Taksim olaylarıyla Türkiye'de oluşturulmak istenen istikrarsızlık ve anti-demokratik rejim görüntüsünün ortadan kaldırılması sağlayacaktır. İçeride ve dışarıda Türkiye'deki tek muhatabın seçimle gelmiş sivil otorite olduğu algısının pekişmesi demokrasiyi, ekonomiyi ve dış politikayı konsolide edecektir. Yargıtay kararı Türkiye'deki dönüşümün güçlü dinamiklerini ve değişen devlet anlayışını hatırlatmıştır. Yargıtay'ın Balyoz kararı Ergenekon, 28 Şubat, 12 Eylül davaları için de yol açıcı emsal bir karar olarak ortaya çıkıyor. Bu kararın CHP'yi anayasada uzlaşılan 59 maddenin kabulü konusunda ikna edici yan etkileri olabilir. Çünkü Ergenekon kararının Yargıtay'da onaylanması CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın bütün umutlarının sona ermesine yol açabilir. Haberal için bu kadar risk alan CHP'nin, Haberal'ı kurtarabilecek bir değişikliğe karşılık anayasa değişikliğine ikna olması kuvvetle muhtemeldir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Balyoz kararı arifesinde anayasa değişikliğine cevaz veren konuşmalarını bu çerçevede bir anlam kazanmaktadır.
Yargıtay'ın Balyoz kararının bir başka yan etkisi müzakere sürecinin önünün açık olduğunu ve AK Parti hükümetinin üzerinde bir vesayet olmadığını teyit etmiş olmasıdır. BDP çevrelerinin Demokratikleşme paketinden sonra dahi ısrarla AK Parti'yi müstakil bir siyasi parti olarak değil, MGK'nın yeni partisi olarak takdim etme gayretleri dikkate alındığında, kararın bu cephede de rahatsızlık yaratması anlaşılabilir. Yargıtay'ın Balyoz kararı Türkiye'de siyasetinin önünün açık olduğunu ve temel meselelerde siyasetin karar vereceğini göstererek Kürt meselesinde siyaset dışında şiddete dönmeye heves edenleri çıkmaz bir sokağa hapsetmiştir.
Yargıtay'ın Balyoz kararıyla sadece darbe teşebbüsünde bulunanlar hukuken mahkûm olmadılar. Davada yargılananlara destek verenler, davayı itibarsızlaştırmaya çalışanlar ve hatta davanın önemli isimlerinde tutuklu özel harpçi E.Korgeneral Engin Alan'ı milletvekili listesine koyan MHP de siyaseten kamu vicdanında mahkûm olmuş oldu. MHP ve CHP'nin Balyozcuları desteklemesi anlaşılabilir ama BDP'nin Balyoz davasını itibarsızlaştırmaya çalışması Kürt siyasi hareketinde tarihi kırılmalar olduğunda hatırlanacak büyük hatalardan biri olarak kayda geçmiştir.
Demokratikleşme Paketini takiben Yargıtay'ın Balyoz kararı ve birkaç ay sonra gelebilecek Yargıtay'ın Ergenekon kararı, 2014'teki yerel yönetimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki siyasi iklimi etkileyecek düzeyde mühim gelişmelerdir. Vesayet rejimi ve darbe düzeni tasfiye edilmiş ve yeni rejimin önü açılmıştır.